Kapaklı Masaj Salonu Rengin Hanım

Kapaklı Masaj Salonu

Telefonu kapadılar, mevzuşmaya kulak misafiri olan Fuat, Kapaklı Masaj Salonu
“İskender’in sesini duyar duymaz pek bir neşelendin. Hemen sonra özel mevzuşacaksınız demek? Kim bilir iş
seyahati diye ona gideceksin.” Mine artık birazcık sesini yükselterek,
“Nereden çıkarıyorsun bunları?” diye çıkıştı.
“Beni asla terk etmeyeceğine söz verebilir misin peki?”
Mine şaşırarak
“Bundan mı korkuyorsun sen? O süre ona göre davran.”
“Hayır, ayrılacaksan baştan ayrıl. Hemen sonra tamamımız tarafından bilinip ele güne karşı rezil olmak
istemiyorum.”
“Lütfen paranoyak olma,” deyip elindeki tabakları balkondaki masaya götürdü. Çaylar ve kızarmış
ekmekler için mutfağa dönerken Fuat’ın tavrı ben sana demiştim, kahvaltı istemiyordum şeklindeydi.
“Seni bilmem fakat ben çok acıktım. Hem ne yedin ki sen,” diye söylenerek mutfaktan kızarmış
ekmek ve çayları da aldı, “aslına bakarsak omlet de yapacaktım fakat yumurta yoktu.”
Fuat kurulan minik fakat güzel sofraya dayanamayıp masaya oturdu.

Kapaklı Masaj Salonu

“Gerek yok o denli şeye. İyi, çok kısa otururum fakat sen de beni çok oyalama. Kahvaltı edelim,
daha sonra sen git, çalışacağım hem Nermin Hanım da gelecek.”
Nermin Hanım, Fuat’ın iki üç günde bir gelen mutfak ve gündelik işlerini halleden, on seneyi aşkın
yanında olan desteksıydı. Ellilerinde kısa saçlı, sarı saçlı, açık renk gözlü, kibar bir İstanbul
hanımefendisiydi. Kocasından ayrıldıktan sonra bu işe girmiş, ilk defa Fuat’ın yanında çalışmaya
başlamıştı. Nermin Hanım’ı işe Selma Hanım yerleştirmişti. Mine’yi bilmiyor değildi fakat Fuat tekrarde karşılaşmalarını istemiyordu.
Mine Fuat’ın bu tavrına çok bozuldu ama özellikle de iş görüşmesi öncesi bir kavga istemiyordu
fakat Fuat’a cevap vermeden de yapamadı.
“esasen çok duracağım yok. Kitap için görüşmem var. Bunu söylemene gerek yoktu.”
“kimi süre gidiyorum diyorsun bir türlü çıkmak bilmiyorsun ben de arada kalıyorum. Hem sen o işte
ısrarlı mısın? Bugün görüşeceğini bilmiyordum.”
“İstiyorum, evet. Dün söylemedim mi bugün görüşeceğimi? Bir an önce görüşmek istiyorlardı.”
Mine’nin sesi soğuk ve ciddiydi. Pek iştahı kalmasa da tabağındakileri bir görev benzer biçimde bitiriyordu.
“Ben hatırlamıyorum. Ne şu demek oluyor ki başla derlerse hemen gidecek misin?”