Kapaklı Masaj Salonu
Kapaklı Masaj Salonu
Kapaklı Masaj Salonu Üzerine taşan sular göğsüyle parlak ak göbeğini birbirinden ayırıyordu. Bu sırada derhal göbeğinin altındaki bölgenin dikkat çekici farkını gözlemekten kendimi alamadım. Siyah, yosunsu bir tutamın arasından görünen yuvarlak, yumuşakça, kıvrak, en minik bir hareket ya da girdapta her yöne oynayan beyaz bir şey. Bir tür içgüdüyle, o parçanın iyi mi ilgimi çektiğini ve beni hiçbir şey bilmediğim halde fazlasıyla büyülediğini söyleyebilirim. Gözlerimi ondan ayırmaya gücüm yetmiyordu. Görünüşünde pek de korkunç bir şey bulamadığımdan, korkularımdan sıyrılmaya başladım.
Kısa süre sonrasında tüm endişelerimin yerini yeni arzular, tuhaf istekler aldı ve ona bakarken erimeye başladım. Delikanlı duruşunu değiştirmişti, şimdi yüzüstü yüzüyor, kollarını ve bacaklarını uzatıyor, suda oynaşan saçları boynu ve omuzlarının üstünde dalgalanıyordu. Ayrıca, içimdeki bu duygu karmaşasıyla alt üst olmuş, görmüş olduklerim karşısında yumuşamış ve artık korkularımdan daha baskın çıkan arzulara doğru ani bir geçişe sürüklenmiştim. Havanın sıcaklığı da bu arzuların gücünü yükseltmek için ortaklık edince tüm tutucu düşüncelerden uzaklaşmaya başladım.
Kapaklı Masaj Salonu
Kapaklı Masaj Salonu Bana ne gerektiğini tam olarak biliyor sayılmazdım fakat tek düşüncem, o tatlı gencin beni sadece mutlu edeceğiydi fakat sonrasında, onunla tanışmayı başarma, hatta bir ihtimal onu tekrar görebilme mümkünlığımın düşüklüğü arzuları‐ mı yıktı ve tam bir işkenceye döndürdü. Gözlerimi dört açmış bu büyüleyici insanı izliyordum ki bir anda suya daldı. En iyi yüzücülerin bile yakalandığı, bu yüzden boğulduğu kramplardan söz edildiğini duymuştum. Gencin bende uyan‐ dırdığı ani sevgi, en öldürücü dehşetlerle aniden beni çılgına çevirdi. O denli ki, endişem beni kanatlandırdı, kapıya uçtum ve açıp doğruca kıyıya koştum.
Onun için duyduğum korkuların deliliği ve nasıl ya da neyle başaracağımı bilemesem de onu kurtarmaya aracı olmanın şiddetli arzusu ile yanıyordum. Korkular ve benimki kadar ani arzu lar mantık dinler mi? Hepsi en çok birkaç saniye tutmuştu. Su kenarındaki yeşilliğe varmaya gücüm anca yetti, orda durup çılgınlar benzer biçimde genç adama bakındım. Onu göremeyince, korkum ve endişem beni derin bir baygınlığa sürükledi. Bu bir süre sürmüş olmalı çünkü uzun vakit ayılamadım, ta ki can evimden parçalayıp beni kendime getiren bir acıyla yerimden fırlayıncaya dek. Kurtarmaya can attığım o gencin kollarında bulmanın değil, direnç gösteremediğim bu anımdan yararlanıp içime girmeyi çoktan tamamlamış ol‐ masının şaşkınlığıyla uyandım.
Son yorumlar