Kapaklı Masaj Salonu Hizmeti – Masör Ece
Kapaklı Masaj Salonu Hizmeti  – Masör Ece
Kapaklı Masaj Salonu orda yukarda bir yerde Tanrı vardı ve O, beni gözlüyordu Rüzgârın ılık okÅŸamaları altında, geceyi saran çiçek koKapaklırıyla, sonsuzluÄŸu parmaklarımın ucuna getiren kanundaki bu coÅŸku ile kendimden geçerdim. Büyüklerin dilinden düşmeyen bir söz vardı: “Uygunsuz.” Bu saslın gerçek anlamını, kesin tanımını bir türlü kavrayamıyordum. Önceleri, müstehcen yayın denilen ÅŸeylerle ilintili bulunduÄŸunu düşündüm. Madam de Segur’ün Tatiller adlı romanındaki kiÅŸilerden biri, bir hortlak hikâyesi anlatır ve ıslanmış yatak çarÅŸaflarında son kabul eden bir karabasandan söz eder.
Bu ıslanmış yatak çarÅŸaflan hikâyesi, annemle babamı olmasıyla birlikte, beni de tiksindirmiÅŸti. O yaÅŸlardayken, uygunsuz saslınün bende uyandırdığı çaÄŸrışım, bedenimizin “dışkı” atmak benzer biçimde iÅŸlevlerine baÄŸlı kalıyordu. Daha sonraları, bir tek bu benzer biçimde iÅŸlevlerin deÄŸil, bedenimizin tümüyle iÄŸrenç ve utanç verici olduÄŸunu öğrendim. Bundan dolayı de, vücudun sakınılması, saklanılması gerekliydi, insanın çamaşırlarım yada çok sınırlı bazı bölgeleri dışında çıplak etini gösKapaklısi uygunsuzluÄŸun ta kendisiydi. Giyim kuÅŸamdaki bazı detaylarla, belirli bazı davranışlar da, gösKapaklıcilik denilen türdeki uygunsuzluktu. Bu alandaki kısıtlamalar özellikle kadınlara uygulanan yasaklar çerçevesine giriyordu.
Kapaklı Masaj Salonu gerçek bir “hanımefendi “nin, göğüslerini fazla açmaması, kısa etek giymemesi, saçlarını boyatmaması yahut kıvırtmaması, yüzünü gaslınü boyamaması gerekirdi. Aklı baÅŸlangıcında bir hanım, sereserpe oturup, uzanmaz; metro istasyonlarında, öyle herkesin içinde sarılıp da kocasını öpemezdi. Bu kuralları yerine getirmeyen hanım, “hanımefendi” sayılmazdı. Uygunsuzluk, günah demek deÄŸildi; deÄŸildi fakat, aÅŸağılanmadan da beter olan dedikodulara, kötü laflara yol açardı. KardeÅŸimle ben, gösKapaklılik bir aldatmaca arkasında önemli bir ÅŸeyin gizlendiÄŸini anlıyor ve kendimizi bu bilinmedik ÅŸeye karşı korumak için çaba sarfetmek için, iÅŸi alaya almaya, küçümsemeye çalışıyorduk. Luxembourg Parkı’nda dolaşırken yanımızdan iki âşık geçse, derhal birbirimizi dürter, kıkır takır gülüşürdük.
Kapaklı Masaj Salonu
Kapaklı Masaj Salonu uygunsuzluk, çok belirsiz ve bulanık bir ÅŸekilde, bir baÅŸka oluÅŸuma, “uygunsuz” kitaplara baÄŸlanıyordu kafamda. Bazen annem, okumam için bana kitap vermeden önce, birkaç sayfasını iÄŸneler, öyle verirdi. ÖrneÄŸin H. G. Wells’in Dünyaların Savağı adlı romanında, koca bir bölüm annemin sıkıdüzenüne uÄŸramıştı, iÄŸneleri çıkarıp da, benden gizlenilenlerin ne iÅŸe yaradığını öğrenmeye hiç yanaÅŸmadım; fakat merak kurdu da içimi kemirmekten hiç geri durmadı. Çok garip bir durumdu bu. Büyükler, benim yanımda rahat rahat konuÅŸurlardı. Ayağım aslabir ÅŸeye takılmadan dünyayı gezip dolaÅŸarak öğreniyordum.
Ama bu görünürdeki saydamlığın altında bir şeyler gizliydi. Neydi o gizlenen? Ve nerede gizleniyordu? Çaresizlik içinde, gözlerimi giderek genişleyen ufkumda dolaştırır, herhangi bir belirli perdeyle gizlenmemiş, fakat yine de görünmeyen o yerin, o şeyin ne olduğunu araştırıp dururdum. Bir gün babamın masasında çalışıyordum. Birden dirseğim, san kaplı bir kitaba değdi.
Baktım: Cosmopolis diye bir kitap. Yorulmuştum çalışmaktan; hemen derhal bilincinde olmadan uzanıp kitabı aldım ve mekanik bir hareketle açtım. Niyetim okumak değildi; fakat daha ilk bakışta, sözlerin cümle içindeki anlamlarını kafamda billurlaştırmadan, cümleleri yoğunlukları içinde tartmadan kitabın içindeki gizliliğin hazzını alıverdim bir anda. Gene aniden annemi tepeme dikilmiş buldum.
Son yorumlar